Estetik kavramı aslında bir anda ortaya çıkan bir kavram değildir. Bu kavram toplumsal bilincin uzun yıllar içinde gelişmesiyle paralel olarak ortaya çıkmıştır. Başlarda gizli olarak da olsa var olan estetik kavramı günümüzde insanların gelişen teknoloji ve bilim sayesinde daha da bilinçlenmeleriyle daha somut bir hale gelmiştir. Estetik kavramının somutlaştırılmasında filozofların rolü çok büyüktür. Filozoflar estetik kavramının insan zihninde canlanmasında ve güzellik kavramıyla ilişkilendirilmesinde öncü olmuşlardır.
Güzellik her insanın hatta her canlının içinde bulunan bir olgudur. Cansız varlıklar dahi bünyelerinde güzellikle ilgili bir şeyler taşımaktadır. Güzellik kavramının insanoğlu tarafından ilk olarak fark edilmesi doğa yoluyla olmuştur. Doğanın el değmemiş güzelliğinden ilham alan insanoğlu yavaş yavaş bu güzelliği taklit etme yoluna gitmiştir. Gittikçe gelişen insan zihni doğayı taklit etmenin farklı yollarını da bulmuştur. Bu yolların hepsine birden bugün sanat ismini veriyoruz. İnsanoğlunun doğayı taklit edişinin önemli bir örneği müziktir.
Hayvanların çıkardığı sesler, rüzgarın ve yağmurun sesi , akan nehirlerin sesi taklit edilerek müzik kavramı ortaya çıkartılmıştır. Bu şekilde içinde güzellik olduğu fark edilen her şey taklit edilerek somutlaştırılıp günümüze kadar gelmiştir. Tüm bu güzelliklerin günümüze kadar gelişerek gelmesinin sebebi estetik kavramının gizli bir şekilde var oluşuyla sağlanmıştır. Estetik güzelliği en güzel ve düzenli biçimiyle ortaya çıkartabilen tek yoldur. Güzel olan her şey aynı zamanda estetikse eğer kusursuz olarak kabul edilir.